sunshield

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Ceviz’de hastalıklarla mücadelede Sun Shield Kaolin Uygulanması

Meteoroloji tarafından bildirilen hava sıcaklığının 35°C’yi aşması durumunda, ceviz meyvesinin direk güneş ışığı alan bölümlerinde, güneş ışığına maruz kalmaktan dolayı güneş yanıklıkları oluşur. Çünkü hava sıcaklığının 35°C olduğu durumda ceviz meyvesi yüzeyindeki sıcaklık yaklaşık  45°C-50°C’leri bulur.

Ceviz meyvesi üzerindeki güneş yanıklığı kendisini önce kabuk üzerindeki  sarı ve açık kahverengi lekeler oluşmasıyla gösterir. Sıcaklıkların sürekli yüksek seyretmesi durumunda, bu lekeler zamanla içe doğru yayılır, koyu kahverengi veya siyah renkli yaralanmalara dönüşür. Meyve olgunlaşma evresinin aşamalarına bağlı olarak meyve ya tümüyle kaybedilir ya da meyvenin pazar değerini düşüren kararmış iç oluşumu gözlenir.

Ceviz bitkisindeki güneş yanıklığı zararı sadece meyve ile sınırlı olmayıp, sıcaklık stresinin su stresi ile de birleşmesi durumunda yapraklarda da bronz ve kahverengi renkli lekeler oluşmaya başlar ve yapraklarda kavruk bir görünüm gözlemlenir.

Güneş yanıklığının oluşturduğu bu yaralar bakteriyel ve mantari hastalıklar içinde davetiye çıkarır. Birçok mantar bu yaralardan içeri girerek gelişmeye başlar ve zararın boyutları daha da artar. Üstelik bazen ceviz antrokozu ve güneş yanıklığı ayırt edilemeyecek kadar birbirine benzer belirtiler oluşturur.  Cevizdeki güneş yanığı zararı yetiştirilen bölge ve hava koşulları durumuna bağlı olarak  %30-%40’ları bulabilir.

Aşağıdaki resimde meyve, yaprak ve iç kısmında güneş yanıkılığının çeşitli zararları görülmektedir.

Özelikle yazın en sıcak günlerinde saat 11.00-16.00 arası meyve yüzey sıcaklığının en fazla arttığı zamanlardır.

Bu yüzden ceviz bitkisinde güneş yanıklığı mücadelesinde, mevsime göre hava durumu iyi takip edilmeli ve güneş yanıklığı zararını artırıcı su stresinin önüne geçecek dikkatli bir sulama programı uygulanmalıdır.

Güneş yanıklığı zararına karşı önlem olarak, büyüme sezonunun daha ilk evrelerinde meyveler daha bilye büyüklüğünde iken, yapılacak Sun Shield uygulaması, bitki yüzeyinde ince beyaz bir film tabakası oluşturarak, meyve yüzey sıcaklığını düşürmenin yanında, aniden bastıran sıcakların neden olabileceği meyve dökülmesini de önler.

Hem maliyeti düşük hem de sıradan ilaçlama ekipmanları ile uygulanabilecek bu yöntem, ucuz ve etkili bir çözüm yöntemi olması yanında bazı zararlılara karşıda kaçırıcı ve uzaklaştırıcı etkiye sahiptir. Bitki yüzeyini kaplayan mikron büyüklüğündeki beyaz parçacıkların her biri yansıtıcı bir ayna gibi davranıp bitkilerinizi güneşin zararlı ışınlarından korur. Bu türden bir uygulama yapılmış meyve üzerinde meyve yüzey sıcaklığı yaklaşık 4°C – 8°C arası düşmektedir. Kaolin kili uygulanmış ağaçlarda %20-30 oranında daha iri meyve elde edilir, cevizin meyve iç kalitesi yükselir ve daha fazla beyaz iç elde edilir.

Aşağıdaki resimde SunShield marka kaolin kili uygulanmış ceviz resimleri görülmektedir.

Kaolin kilinin koruyuculuğu sadece güneşin kavurucu ve yakıcı etkisiyle sınırlı olmayıp, ceviz yeşil kabuk sineği (Rhagoletiscompleta ) ve ceviz iç kurdu(Cydiapomonella) türünden zararlıların verdiği zararlar kaolin kili sayesinde önemli oranda düşmektedir. Kaolinin kili bu türden zararlılara kaçırıcı ve uzaklaştırıcı etkide bulunarak bunların meyve üzerine yumurta bırakmasını etkilemektedir.

 

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Güneş yanıklığı zararları ve verim kaybı

Güneş yanıklığı zararı; yüksek sıcaklık, ışık ve radyasyon gibi çevresel etmenler sonucu mey-dana gelen, bunun sonucu olarak da meyve – sebze üretiminde verim ve kalite kayıplarına neden olan fizyolo- jik bir bozukluktur. Günümüz modern meyve yetiştiriciliğinde, meyve çeşidi ve yerel iklim koşullarına bağlı ola- rak, dünya genelinde her yıl %10 – % 50’lere varan ürün kaybı yaşanmakta- dır. Zararlanma sonucu, sebzelerde ve meyvelerde yanıklıklar ya da renk de- ğişimleri gözlenmektedir. Bunun sonucu olarak da, meyve kalitesinde gö- rülen bozukluklar nedeniyle, ürünlerin albenisi azalmakta, pazar değerinin düşmesi nedeniyle de büyük ekonomik zararlara sebep olmaktadır.

Litaratürde sunburn (güneş yanıklığı) olarak tanımlanan hasar sonucu, kütikü- la tabakası ve hücre duvarları incelmek- te, epidermal ve hipodermal hücrelerde sitoplazma zararı görülmektedir. Zarara neden olan 2 ana faktör, meyve üretim alanlarında yaşanan yüksek sıcaklık ve solar radyasyon sonucunda görülen oksidatif strestir.

Oksidatif Stres Nedir?

Oksidatif stres, hücrelere zarar veren ya da hücreleri öldüren reaktif oksijen türlerinin (ROS) ve kimyasal radikalle- rin, bitki hücrelerinde oluşması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Ozon, bu stresin en önemli etkenlerinden biridir. Atmosferin üst katmanlarında bulunan ozon, dünyamızı UV ışınlarının etkisin- den koruduğu için yararlı olsa da yer-yüzünün hemen üst katmanlarındaki ozon (son derece reaktif olduğundan) canlılar için oldukça zararlıdır. Oksidatif strese neden olan çevre koşulları arasın- da; kuraklık, sıcak, don ve UV radyasyon ile fotoinhibisyonu artıran yoğun ışık en başta gelmektedir.

Yüksek Sıcaklığa ve UV Radyasyona Maruz Kalan Bitki Dokularında Gerçekleşen Tepkimeler

Ortam sıcaklığı ve ultraviyole radyas- yon sonucu, bitki dokularında reaktif oksijen türleri (ROS) ve kimyasal radi- kaller oluşur. Bu radikaller, oksidasyon yoluyla hücre zarını parçalar ve dolayı- sıyla hücre ölümü gerçekleşir. Bitkiler oksitadif strese karşı, hücre zarının parçalanmasını önleyen reaktif oksijen

türleri ve kimyasal radikalleri yok eden antioksidanları (stres önleyici bileşikleri) sentezlemek suretiyle tepki gösterirler.

Bitkilerde bulunan en önemli antiok- sidanlar; Alfa (α) – tocopherol (vitamin E), Askorbik asit (vitamin C), karotenoid- ler ve fenolik bileşiklerdir. Bu bileşiklerin arasında, alfa (α) – tocopherol en etkili doğal antioksidandır. 1 molekül alfa (α)

– tocopherol, 220 radikal molekülü etki- siz hale getirir.

Alfa (α) – tocopherol’un en önemli görevi, yüksek hava sıcaklığı gibi çevre- sel stres koşullarında bile hücre zarının fonksiyonlarını stabil halde tutmaktır. Bu süreçte alfa (α) – tocopherol, as- korbik asit ile birlikte ortaklaşa çalışır. Bununla birlikte, askorbik asidin bitki hücrelerinde genellikle yetersiz kon- santrasyonlarda bulunmasından dolayı, alfa (α) – tocopherol anti oksidatif savunma reaksiyonunda belirleyici faktördür.

Güneş Yanıklığı Zararı Nasıl Meydana Gelir?

Zararlanma genellikle hava sıcaklı- ğının etkisinden çok, solar radyasyon kaynaklı gelişir. Örnek verilecek olursa, güneşe maruz kalan meyve kabuğu üzerindeki maksimum sıcaklık, ölçülen hava sıcaklığından her zaman 10 – 18

°C daha fazla olacaktır (Schrader et al 2003a).

Genel kaide olarak, meyvelerde güneş yanıklığı zararı, ortam sıcaklığı 30 °C ve meyve kabuk yüzeyi sıcaklığı 45 °C’nin üzerinde olduğu koşullarda

şekilde görülen güneş yanıklığı zararıdır. Yoğun güneş ışığına maruz kalmış bölümlerde, sarı, kahverengi veya koyu bronz lekeler şeklinde meyve kabuğu yüzeyinde gerçekleşir. Diğer taraftan, yaprakların aksine birçok meyve türü, kabuk yüzeyinden transpirasyon yoluyla oldukça sınırlı serinletme becerisine sahiptir.

Yükseklere çıkıldıkça her 1000 met re rakım artışında, solar radyasyonda

% 10 – 12 artış gözlemlenmektedir. Bu nedenle, dağlık alanlar tehlikeye en açık bölgelerdir. Buna ek olarak, solar radyasyonun atmosfer nemi yoluyla absor- be edilmesinden dolayı, kuru havalarda zarar riski daha yüksektir.

Bazı durumlarda güneş yanıklığı zararı, soğuk hava depolarında bekletilme süresinin sonuna kadar belirgin

Meyvelerde Görülen Güneş Yanıklığı Tipleri

a-       Güneş Yanıklığı Nekrozu

Meyve kabuğu yüzeyinde yüksek sı- caklık artışı sonucu ortaya çıkar. Nekroz- lar genellikle, direk güneş ışığına maruz kalan meyve kabuk yüzeyi sıcaklığının 10 dakika süresince 52 °C ± 1 °C’ye çık- masıyla oluşan, tipik kahverengi veya siyah keskin köşeli alanlar şeklindedir.

b-       Foto – oksidatif Güneş Yanıklığı

Daha çok solar radyasyonun etkisiyle oluşan zararlanmalardır. Genellikle gü- neş ışığına maruz kalan bölgeler önce açık beyaz renklenme göstermektedir ki bu da o bölgedeki kabuk hücrelerinin öldüğünün göstergesidir. Oluşan leke- ler birkaç gün içerisinde yavaş yavaş kahverengileşip, daha sonra kararacak ve nekrotik lezyonlara dönüşecektir. Fe- licetti ve Schrader (2008) belirtmişlerdir ki, bu tip güneş yanıklığı zararı , mey- velerin doğrudan güneş ışığına maruz kalması sonucu solar radyasyonun etki- siyle gerçekleşmektedir.

c-       Kahverengi Güneş Yanıklığı

Özellikle elmalarda yaygın kendini göstererek, birkaç gün içerisin- de zarar belirginleşir. Hücrelerde ölüm görülmez, başlangıç zararı tamamen yüzeyseldir. Asıl zararlanma kendini so- ğuk hava deposunda gösterir.

Güneş Yanıklığı Zararından Korunma Yöntemleri

Dünyanın birçok meyve üretim böl- gesinde her yıl meyve bahçeleri, güneş yanıklığı riski altındadır. Riski azaltmak adına üreticiler çeşitli yöntemlere baş- vurmaktadırlar.Bu yöntemlerden bazı- larına aşağıda değinilmiştir.

Kültürel Yöntemler

a-       Güneş yanıklığı riskine karşı, daya- nıklı çeşitlerin kullanımı.

b-       Su stresini engelleme amaçlı sulama programlarının uygulanması.

c-       En uygun taç şeklinin oluşturulması.

d-       Şiddetli yaz budamalarından kaçı- nılması.

e-       Meyve bloklarının arasındaki hava sirkülasyonunun iyileştirilmesi.

  1. Gölgeleme Ağı Kullanımı

Gölgeleme ağlarının son yıllarda gü- neşin zararlı etkisinden korunma ama- cıyla kullanımı yaygınlaşmıştır. Solar radyasyonun etkisini, % 20 civarında azaltmaktadır. Ortam sıcaklığını azalt- mada etkili olduğu söylenemez.

  1. Sprinkler Sistemlerinin Kullanımı

Kullanım amacı, ağaç tacı üzerinden püskürtme ya da sisleme şeklinde sula- ma yapılarak, günün en sıcak saatlerin- de güneşin yakıcı etkisini azaltmaktır.

  1. Organik veya İnorganik İçerikli Maddelerin Kullanımı

Güneş yanıklığı zararını önlemek amacıyla, kültürel yöntemlerin yanısıra, organik veya inorganik maddelerin kullanımı yaygınlaşmaktadır. Bu maddeleri ve etki mekanizmalarını şu şekilde özet- lemek mümkündür:

a-       Kil mineralleri, kalsiyum karbonat çözeltileri gibi maddeler: Fiziksel bir bariyer oluşturarak, güneş ışığını yansıtma prensibi ile çalışmaktadırlar.

b-       Bazı mumsu maddeler: Güneş ışığını yansıtma ve solar radyasyonu azaltma prensibi ile çalışmaktadırlar.

c-       Bazı organik bileşikler: Güneş ışığını yansıtma ve su kaybını önleme prensibi ile çalışmaktadırlar.

dmrsuren.com