dmrsuren

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Sepiyolit Minerali Nedir? Nerelerde Kullanılır ?

Sepiyolit, diğer endüstri minerallerine kıyasla dünyadaki kaynakları son derece kısıtlı olan ve ekonomik yatakları sadece İspanya ve Türkiye ile sınırlı bulunan bir hammaddedir. Çin’de bilinen sepiyolit yatakları, rezerv olarak sınırlı olup uzun lifsi, asbestiform oluşumu nedeniyle zaman zaman Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) normlarını karşılamamaktadır. Kenya, Namibya ve Tanzanya gibi bazı Afrika ülkelerindeki oluşumlar ise, kristalografik farklılıkları ve daha düşük reolojik özellikleri dolayısıyla, ancak basit absorbtif amaçlara uygun kullanım alanları sağlayabilmektedir. Ülkemizde lületaşı türü sepiyolit, yüzyıllardan beri bilinen ve geleneksel ihraç ürünlerimizden olan bir mineral olmasına karşılık, sedimanter oluşumlu, tabakalı tip sepiyolit yataklarına yönelik bilimsel araştırmalar, 1988 yılında MTA Genel Müdürlüğü projeleri ile başlatılmış ve özellikle Japon Araştırma Enstitüleri ile geliştirilen ortak teknoloji çalışmaları sayesinde Türkiye’deki sepiyolit yataklarının önemli bir kısmının karakterizasyonu yapılmıştır.

Sepiyolit ve paligorskit, fillosilikat grubuna dahil kil mineralleridir. Bu mineral grubunun tanımına uygun olarak (Brindley ve Pedro, 1972), T2O5  (T=Si, Al, Be…) bileşimli, iki yönlü sürekli bir tetrahedral tabaka, buna karşılık diğer tabaka silikatlarından farklı olarak süreksiz oktahedral tabakalardan oluşurlar. Bu minerallerin kristal strüktürü, 2:1 fillosilikat strüktürüne ait zincirlerin birbirine bağlanmasından meydana gelir. Her bir zincir, diğerine ters ardalanmalı SiO4 tetrahedronları vasıtasıyla Si-O-Si bağları ile tutturulmuştur. Zincir şeklindeki yapı, X-eksenine paralel uzanır ve Y-ekseni boyunca genişliği, sepiyolitte üç adet bağlı piroksen-tipi zincir genişliği kadardır. Buna göre, 2:1 tabaka yapısı X-ekseni boyunca sürekli, buna karşılık Y-ekseni boyunca kesiklidir. Basit olarak sepiyolit sulu magnezyum silikat, atapulgit (paligorskit) ise sulu magnezyum-alüminyum silikat bileşimli kil mineralleridir. Kimyasal formülleri ise, sübstitüsyonları olmaksızın ideal teorik bileşimleri, Nagy-Bradley’e göre şu şekildedir :

Sepiyolit                                    : (Si12)(Mg9)O30(OH6)(OH2)4.6H2O
Atapulgit (Paligorskit)          : (Mg,Al)2 Si4O10(OH).4H2O

Sepiyolit mineralinin dokusu, yüzey alanı, porozitesi, kristal morfolojisi ve kompozisyonu, bu mineralin teknolojik uygulamalarına baz teşkil eden fizikokimyasal özellikleri ile yakından ilişkilidir. Sepiyolit strüktürü, ısıl muamelelere karşı hassastır. Zeolitik ve adsorbe su molekülleri, ısı derecesi yükseldikçe kaybedilir. Mineral ayrıca asitle muameleye karşı da duyarlı olup bu işlem sonucu kristal yapısı kısmen tahrip olabilir. Hem ısı hem de asit muameleleri, sepiyolitin yüzey özellikleri ve porozitesini değiştirebilir. Böylece mineralin en faydalı özelliklerinden (örneğin absorptif, kolloidal ve katalitik özellikler) bazılarını bu işlemlerle değiştirmek mümkün olabilmektedir. Levha yapısına sahip diğer kil minerallerine göre daha nadir bulunmaları, çok özel şartlarda yataklanmalar göstermeleri, dokusal özellikleri, kristal yapılarındaki süreksizliklere bağlı kanallar tarafından sağlanan yüksek özgül yüzey alanları ile absorpsiyon özelliği, porozitesi, kristal morfolojisi ile kompozisyonun bağlı uygun nitelikli fizikokimyasal özellikleri, anılan mineralleri tüm dünyada kıymeti gittikçe artan bir hammadde konumuna getirmişlerdir.

Sepiyolit  terimi ilk defa 1847 yılında Glocker tarafından kullanılmış olup Yunanca “mürekkep balığı” anlamındaki kelimelerden türetilmiştir. Tabiatta sepiyolit zenginleşmeleri, kabaca iki farklı tipte bulunmaktadır. Bunlardan birinci tip sepiyolit oluşumu, ülkemizde özellikle Eskişehir yöresinde ve Konya-Yunak civarında bulunan “lületaşı (meerschaum)” dur. Bir diğer önemli sepiyolit oluşumu ise, “endüstriyel (sınai) sepiyolit” veya “tabakalı sepiyolit” olarak da adlandırılan “sedimanter sepiyolit” lerdir. Bu oluşumlara, Ankara-Polatlı güneyi, Eskişehir-Sivrihisar güneyi ve Eskişehir-Mihalıççık batı alanında rastlanmaktadır. Ayrıca volkanosedimanter kökenli malzemelerin (vitrik tüf-kül tüfü) diyajenetik süreçler içerisinde, yeraltı ve yerüstü sularının da etkisi ile değişimi sonucu oluşmuş sepiyolit, özellikle Na-sepiyolit (loughlinit) yataklanmaları da önemli bir yer tutar (Eskişehir-Mihalıççık-Koyunağılı). Bunlardan başka ekonomik yataklanmalar oluşturmamasına rağmen, dünyada ve ülkemizde tanımlanmış pek çok farklı oluşum şekillerine sahip sepiyolit türleri mevcuttur. Bunlardan bazıları; Fe-sepiyolit, ksilotil, Ni-sepiyolit, Mn-sepiyolit, Al-sepiyolit ve volkanosedimanter malzemelerin hidrotermal alterasyon ürünü olan Al, Fe-sepiyolittir (Bolu-Kıbrıscık, Çankırı-Orta). Paligorskit-atapulgit, ifade ettikleri kil türü itibariyle eşdeğerdir. Paligorskit ismi ilk defa 1862 yılında Von Ssaftschenkar tarafından, ilk bulunduğu yer olan Rusya’nın Paligorsk yöresinin ismine izafeten kullanılmıştır. Atapulgit ismi ise, ilk defa Lapparent (1935) tarafından ABD’nin Georgia-Attapulgus yöresine göre adlandırılmıştır. Bugün atapulgit terimi daha çok ticari alanda kullanılırken, bilimsel çalışmalarda paligorskit terimi tercih edilmektedir. Atapulgit-paligorskit türleri arasında Mn-paligorskit, Mn-ferropaligorskit, yofortierit ve tuperssuatsiait sayılabilir (Jones ve Gallan, 1988).

Absorpsiyon Özelliği : Zincir yapısına sahip minerallerin kristal strüktürlerinde üç tür aktif absorpsiyon merkezi mevcuttur. Bunlar; (1) tetrahedral tabakalardaki oksijen iyonları, (2) yapısal zincirlerin kenarlarındaki magnezyum iyonlarına koordine olmuş su molekülleri, (3) lif eksenleri boyunca uzanan SiOH gruplarıdır (Serratosa, 1979). Sepiyolitte ortalama mikropor çapı 15 Å, mezoporların yarıçapı ise 15 ile 45 Å arasındadır. Teorik olarak sepiyolit için 400 m2/g dış yüzey ve 500 m2/g iç yüzey alanı saptanmıştır (Serna ve Van Scoyoc, 1979). Ancak yüzey alanı hesaplamalarında kristal içi kanallara gönderilen gaz moleküllerinin çap, şekil ve polaritesi önemli olduğundan, bunlar mutlaka refere edilmelidir. Örneğin, setilpiridinyum bromür kullanılarak elde edilen yüzey alanı 60 m2/g iken, aynı örnekte en yaygın metod olan ve nitrojen absorpsiyonuna dayanan BET metodu ile yapılan ölçümde 276 m2/g değeri elde edilebilmektedir (Ruiz-Hitzky ve Fripiat, 1976). Genellikle su ve amonyum gibi polar moleküller ile nispeten daha az miktarda metil ve etil alkoller sepiyolitin kanallarına girebilmesine karşın, polar olmayan gazlar ve organik bileşikler kanallara giremez. Isıtma işlemi mineralin absorpsiyon özelliğini azaltır, çünkü yapısal değişime bağlı olarak mikroporlar yıkılır. Sepiyolitin genleşme özelliği yoktur.Yukarda özetlenen özgül yüzey alanı ve buna bağlı yüksek absorpsiyon özelliğinden dolayı sepiyolitin başlıca kullanım alanları şunlardır:

  1. Koku giderici olarak çiftlik ve ahırlarda; evcil hayvanlar ve ahır hayvanlarının atıklarının emilmesi ve koku giderilmesi için zeminlerde (pet-litter, cat-litter),
  2. Tarım ve böcek ilaçları taşıyıcısı olarak,
  3. Madeni esaslı yağlar, nebati yağlar ve parafinlerin rafinasyonunda,
  4. Atık su arıtma sistemlerinde,
  5. Karbonsuz kopya kağıtları ve sigara filtrelerinde,
  6. Gastrointestinal sistemle ilgili ilaçlarda toksin ve bakteri emici formülasyonlarda,
  7. Deterjan ve temizlik maddelerinde.

Katalitik Özellik : Büyük yüzey alanı, mekanik dayanım ve termal duraylılığından dolayı son zamanlarda sepiyolit granülleri, katalizör taşıyıcı olarak smektit ve kaolin grubu minerallere tercih edilmektedir. Hidrojenasyon, desülfürizasyon, denitrojenasyon, demetilizasyon, etanolden butadien ve metanolden hidrokarbon eldesi gibi birçok katalitik proseste Co,Ni,Fe,Cu,Mo,W,Al,Mg’un katalitik destekleyicisi olarak sepiyolit kullanılmaktadır. Kil minerallerinin katalitik aktivitesi, bunların yüzey aktivitelerinin bir fonksiyonudur. Sepiyolit partiküllerinin yüzeyindeki Silanol (Si-OH) grupları, belli derecede asit özelliğe sahiptir ve katalizör ya da reaksiyon merkezi olarak davranabilir. Bu gruplar, mineralin lif ekseni boyunca 5 Å ara ile sıralanmışlardır. Sepiyolitin asitle muamelesi, adsorbe katyonların uzaklaştırılması ve yüzey alanında artışa yol açar; gözenek dağılımı ve kristallik derecesini etkiler.

EN UYGUN FİYATLARLA KİMYADEPOSU.COM DA
Sepiyolitin katalitik uygulamaları şunlardır :

1) Olefinlerde doygun olmayan C=C bağlarının hidrojenasyonu,

2) Otomobil ekzosları ve fabrika bacaları için katalitik seramik filtre imali,

3) Etanolden butadien üretimi,

4) Metanolden hidrokarbon üretimi,

5) Sıvı yakıtların hidrojenasyonu.

Reolojik Özellikler: Sepiyolit, su veya diğer sıvılarla, nispeten düşük konsantrasyonlarda yüksek viskoziteli (1000-40.000 cps/5 rpm, Brookfield viskozimetresi) ve duraylı süspansiyonlar oluşturur. Sepiyolitten yapılan süspansiyonlar tiksotropik özellik gösterdiğinden, kozmetik, yapıştırıcı ve gübre süspansiyonlarında kalınlaştırıcı (thickener) olarak kullanılır. Sepiyolit ayrıca, diğer killere göre tuzlu ortamlarda daha duraylıdır ve bu nedenle özellikle petrol sondajlarında çamur malzemesi olarak kullanılır. pH=8’e kadar faydalı özelliklerini muhafaza eder, ancak pH>9 olduğu koşullarda peptizasyon viskozitede ani bir düşüşe neden olur. Reolojik özelliklerinden dolayı kullanıldığı alanlar şunlardır :

  1. Çözelti kalınlaştırıcı ve tiksotropik özellikleri nedeniyle boya, asfalt kaplamaları, gres yağı ve kozmetik ürünlerde,
  2. Yüksek elektrolit konsantrasyonu ve sıcaklığa sahip derin sondajlarda çamur malzemesi olarak,
  3. Tarımda toprak düzenleyicisi olarak; tohum kaplama ve gübre süspansiyonlarında, haşere ve böcek ilaçları taşıyıcısı olarak,
  4. Bağlayıcı özelliğinden dolayı eczacılıkta ve katalizör taşıyıcı pelet ve tablet olarak,
  5. Kağıt, mukavva, filtre ve duvar kağıdı ve kauçuk sanayiilerinde dolgu maddesi olarak,
  6. Tuğla ve seramik ürünlerde (özellikle high-tech uygulamaları bulunan honeycomb seramikler),
  7. Deterjan sanayiinde

EN UYGUN FİYATLARLA KİMYADEPOSU.COM DA

Ayrıca besicilikte yemle karıştırıldığında verim artışı sağlamakta ve hayvanlarda amonyum dengesini kontrol etmektedir. Yine son zamanlarda, özellikle Japonya’da yürütülen araştırmalarla, atık sulardan biyogaz üretiminde metanojenik bakteri taşıyıcısı ya da biyoreaktör olarak kullanımı geliştirilmiştir. Lifsi yapıda olması, buna karşılık kanserojen etkisinin asbeste kıyasla son derece düşük olması, asbest yerine kullanılmasını da gündeme getirmiştir.

Ülkemizde lületaşı üretimi 200 seneden beri genellikle ilkel metodlarla yapılmaktadır. Lületaşı bulunan seviyelere tahkimatsız bir kuyu ile inilip dar galeriler sürülerek yapılan en eski metodda ikili veya üçlü ekiplerle çalışılır. Bu metoda çıkrık yöntemi denilmektedir. Son yıllarda madencilikte bazı gelişmeler görülmekte, bir veya iki kompresör kullanılarak kuyu-galeri sisteminde 5-10 işçi çalıştırılabilmektedir. Bazı işletmelerde ise, derin kuyular sürülerek madencilik yapılmakta, ancak yeraltı suyu problemi ve pompaj işlemi maliyetleri yükseltmektedir. Açık işletme yönteminde kazma işlemi 5 metre derinliğe kadar dozer ve kepçelerle yapılmakta, ancak derinlik arttıkça madencilik zorlaşmaktadır. Çıkarılan lületaşı yumruları, önce ocaklarda rutubetli bir yerde ıslak çuvallarla örtülerek bekletilir ve bünye suyunu kaybetmemesi sağlanır. Sonra çırpma, saykal, kaba, lama, arış, perdah, tandırlama, ıslak aba, oyma, yağlı aba, parlatma ve tasnif işlemlerine tabi tutulur. Böylece yarı mamul haline gelen lületaşı, iriliklerine göre 6 gruba ayrılarak pipo ve sanat eserleri yapımı için atölyelere satılır. Lületaşının en çok kullanılan alanı olan pipo imalinde el sanatı önde gelmektedir. Yapılan pipo türleri, düz, kabartma, başlıklı, saksafon ve çıllım diye sınıflandırılmaktadır. Pipo yapımının yanısıra, iyi kaliteli büyük lületaşı (sıramalı) oyma ile sanat eserleri haline getirilmekte, ufak lületaşları ise, küçük heykel, sigara ağızlığı, broş, kolye, iğne, tespih ve bilezik yapımında kullanılmaktadır. Lületaşı üretim ve imalat artıkları, toz haline getirilip preslenerek pipo yapılmakta veya pipo astarı olarak da kullanılabilmektedir. Sınai sepiyolit ocak üretimi, klasik açık işletme yöntemleri (ayna-basamak) ile gerçekleştirilmektedir. İspanya’da uzun yıllar önce kapalı işletmeye dayalı üretim yapılmış olmakla birlikte, bugün tamamıyla terk edilmiş ve açık işletmeye dönüştürülmüştür.

Sepiyolitin ürün bazında işlenmesi; mekanik olarak gerçekleştirilen üretimler ve ısıl-kimyasal işlemler olarak iki gruba ayrılabilir :

Mekanik Üretim: Teknik kalite ve kedi kumu türü ürünlerin çeşitli tane boyu aralıklarında granüle edilmesi ya da mikronize edilmesinden oluşur. Sistemde kullanılan makineler, primer çeneli kırıcı, sekonder tırnaklı/konik dişli silindir kırıcı (zaman zaman çekiçli ya da çubuklu kırıcılar da kullanılmaktadır), döner fırın, bant sistemleri, elek sistemleri, kovalı elevatörler, soğutma sistemleri, paketleme sistemleri ve ürün siloları olarak özetlenebilir. Sistemde en önemli unsurlar; az toz oluşumu sağlayan kırıcı seçimi ile döner fırın ebatlarının iyi belirlenerek verimli bir kurutma sağlanmasıdır. Döner fırın dizaynı kurutmada çok önemli olup gerek istenen rutubet oranında ürün eldesi, gerekse de enerji tasarrufu açısından en çok üzerinde durulması gereken ekipmandır. Hammaddenin en karakteristik özelliği olan yüksek absorbsiyon gücü nedeniyle kapalı fabrika ve stok sahası atmosferinin nem içeriğinin otomatik olarak kontrol edilerek kuru tutulması, fırınlanmış ürünün yeniden nem kazanmasını önlemek açısından son derecede önemlidir. Mikronizasyonda ise, sepiyolit liflerinin tahrip olarak viskozite vb. özelliklerinin olumsuz etkilenmemesi için kuru ve yaş sistem mikronize değirmenleri arasında tercih yapılmalıdır.

Isıl-Kimyasal İşlemler: Çeşitli pazarlardaki kristalografik özelliklerden kaynaklanan taleplere bağlı olarak, yüzeyi modifiye edilmiş (surface-modified) ya da ısıl-kimyasal işlemlerle gözenek boyutları değiştirilmiş (mikroporların mezoporlara dönüştürülmesi gibi) ürünler eldesi için bu işlemlere ihtiyaç duyulur. Çok spesifik işlemler olup, uzun araştırmalar sonucunda elde edilen know-how gerektirmektedir. Buna karşılık elde edilen ürün fiyatları çok yüksek mertebelerdedir. Ülkemizde sadece mekanik işlemlerle elde edilen granüle ve az miktarda mikronize teknik kalite sepiyolit ürünleri üretimi gerçekleştirilmektedir.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Gülleci Bulamacı Nedir? Nasıl Yapılır ve Kullanım Alanları nerelerdir?

Gülleci Bulamacı Kireç ve kükürt solüsyonu dur. Kireç ve kükürt kaynatılarak kalsiyum polisülfit  elde ediliyor. Su ile %1-2,5 oranında karıştırılıp tüm meyve ve sebzelerde kullanılabilir. İçeriği sayesinde tamamen organik bir zirai ilaç olan gülleci bulamacı çiftçilerin mutlaka kullanması gereken ucuz ve etkili doğal bir tarım ilacıdır. İç kurdu hariç bürün zararlılara karşı tesirli ve etkili olduğu gözlemlenmiştir.

Gülleci bulamacı nın diğer isimleri : kaliforniya bulamacı, Lime sulfur, kalsiyum polisülfit,

Akarisit : Örümcek öldürücü

İnteksisit : Böcek öldürücü

Fungisit : fungal ve mantar öldürücü

Gülleci Bulamacı Kireç ve kükürt solüsyonu dur. Kireç ve kükürt kaynatılarak kalsiyum polisülfit  elde edilir. Su ile %1-2,5 oranında seyreltilip asidik olmayan tüm bileşiklerle kullanılabilir.

Gülleci Bulamacının Yapılışı :

Sağlığınız için emniyet tedbirlerini almayı unutmayınız.

kendi sağlığınız ve güvenliğiniz için mutlaka eldiven, gözlük ve  maske kullanmanızı tavsiye ederiz.

Aşağıdaki oranları ihtiyacınız olan miktarda orantılı olarak genişletebilirsiniz.

Gülleci Bulamacı Nasıl Hazırlanır :
10 lt su,
3 kg kükürt,
1,5 kg kireç. (Sönmemiş kireç) veya 3 kg sönmüş kireç ( sönmüş kireç kullanılacaksa inşaatlarda kullanılan sönmüş kireçler kullanılmamalı çünkü içersinde başka katkı maddeleri de koyuluyor.)

Bir tenekeye, kükürt ve kireç dökülür. Üstüne su ilave edilir kireç sönmeye başlarken ısı açığa çıkar.

Sonra ateşe konulup kaynatılır.
Kaynama sırasında köpürür ve kabarır. Karıştırmaya devam edilir. Taşabilir ocaktan kısa süreliğine indirilir ve kaynatmaya devam edilir.

Karışım yüzeyinde ince bir köpük tabakası kalınca 1,5- 2 saat gibi tamamlanır.

Ateşten indirilip soğumaya bırakılır.

Soğuduktan sonra tortusu dibe çöker plastik kaba süzülerek konur. Tenekenin dibinde kalan kireç ve kükürt tortusu alınmazsa tenekenin delebilir.

tenekenin dibinde kalan tortu su ile karıştırılıp ağaçların gövdelerine sürülebilir veya toprağa karıştırılır. Kükürt aynı zamanda toprak pH ını düzenleyicidir aynı zaman da haşereleri de kovar.

Elde edilen sıvı Gülleci bulamacı, kaliforniya bulamacı, Lime sulfur ve kalsiyum polisülfit ‘dir. oluşan  alkali gülleci bulamacının pH değeri 10,7 civarında olur. Kokusu çok ağır hiç koş değildir.

https://kimyadeposu.com/

Hangi Hastalık ve Zararlılara Karşı Faydalı Karışım?

  • Zeytinde pamuklu bit (dozaja dikkat %1 veya %1,5 oranını geçmemekte fayda var),
  • Domateste külleme,
  • Asmada külleme,
  • Asmada ölü kol hastalığı,
  • Domates ve ayvada bakteriyel yanıklık,
  • Domateste kurşuni küf ve yaprak küfü,
  • Elmada  ve armutta kara leke,
  • Tüm kabuklu bitler,
  • Tüm pamuk zararlıları,
  • Bağ uyuzu,
  • Domateste bakteriyel yanıklık,
  • Bağda mildiyo ( pronoz hastalığı),

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

www.kimyadeposu.com

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

0532 5466184

EN UYGUN FİYATLAR KİMYADEPOSU.COM ADRESİNDE

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Polivinil Bütiral nedir? Nerelerde kullanılır?

Polivinil bütiral (PVB), polivinil asetallar grubundan bir plastiktir. Polivinil bütiral, güçlü yapışma, optik netlik, tokluk ve esneklik gerektiren uygulamalar için kullanılır. PVB, esas olarak kompozit güvenlik camı için ara filmler formunda sıcak eritmeli bir yapışkan olarak kullanılır.

EN UYGUN FİYATLARLA KİMYADEPOSU.COM DA

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

Polivinil Butiral ‘in özellikleri

  • İyi yapışma ve film oluşturma özellikleri
  • İyi esneklik
  • İyi su direnci
  • Yüksek yapışma
  • Çok iyi termoplastik işleme
  • Organik çözücülerle yüksek uyumluluk
  • Optik şeffaflık
  • Diğer polimerlerle uyumluluk

Polivinil Butiral ‘in kullanım alanları

Kaplamalar, baskı mürekkepleri, yapıştırıcılar, lamine güvenlik cam filmleri, kulaklık kabloları, trafik işaretleri yansıtıcı kaplamalar ve çeşitli özel uygulamalar için bağlayıcıdır.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

www.kimyadeposu.com

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

0532 5466184

EN UYGUN FİYATLARLA KİMYADEPOSU.COM DA

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Sitrik Asit Nedir? Nerelerde Kullanılır?

Telaffuzu “Limon Tuzu” olan Sitrik Asit, dünyanın pek çok ülkesinde ve Türkiye’de de kullanılan limonda  %80 oranında bulunmaktadır. Gıda sektöründe çok fazla kullanılan Sitrik Asit bu alanda PH düzenlemek için kullanılmaktadır. Bazı vitaminlerin ve bunların yanında antioksidanların çalışmasına yardımcı olur bunlar arasında en çok bilinenleri ise C vitamini ve E300 antioksidanıdır. Toksin sayılmayan bir bileşen olan ürün kristal yapıdadır.  Kimya sanayisinde çok bir ayırışcı olduğu için en çok tercih edilmektedir.1784 yılında Carl Wilhelm tarafından limon suyunu kişiselleştirilmesiyle  yayılmış ve kısa süre içerisinde pek çok sektörde kullanılmaya başlanmıştır.

19. yüzyılın sonlarından itibaren yiyeceklerimizde katkı maddesi olarak kullanmaya devam ettiğimiz sitrik asit, gittikçe gıda sektöründe yaygınlaşmaya başlayan bir bileşen haline gelmiştir. Ancak sitrik asit limon ve bazı meyvelerde en çok bulunan madde olmasına rağmen meyve ve sebzelerden üretmesi zor ve maliyetli olduğundan bu ihtiyaç şekerden üretilerek karşılanmaktadır.  Mayalar ve çeşitli bakteriler aracılığıyla şekerden üretilen Sitrik Asit  bu haliyle birçok alanda kullanıma hazır halde getirilmektedir.

Sitrik asidin kullanım alanları çok fazladır. PH kontrolü özellikle kullanılır. Eşki tadından dolayı yiyecek ve içeceklerde tatlandırıcı unsuru olarak kullanılır.
E330 gıda katkı kodu ile kullanılır ve hazır gıdaların içinde koruyucu madde olarak etiketleri üzerinde belirtilir. Meyvelerin renk dönüşümünü (siyahlanmayı) engeller. Şekerlemelerde kristalleşmeyi önlemek amacoyla kullanılır. Sitrik asit monohidrat ve sitrik asit unhidrat olmak üzere iki şekilde piyasada bulunur.

Modern endüstriyel üretim uygulamalarında ve değişik besin üretimi alanlarında kullanımı oldukça yaygın olan Sitrik asit özellikle dayanıklı hazır içeceklerdeki kullanımıyla dikkat çekmektedir. Ticari olarak paketlenmiş düşük kalorili içecekler, meyve suları ve serinletici içeceklerde Sitrik Asit, tek olarak ya da sitrat tuzlarıyla birlikte kullanılır ve koruyucu ve tatlandırıcı olarak kullanılır. Ayrıca sitrik asitin tadındaki ekşilikten faydalanılarak şekerleme üretiminde Sitrik Asit, şekerlere ekşilik vermek maksadıyla kullanılır. Koruyucu ihtiyacı olan şeker çeşitlerinde jel dayanımını arttırmak amacıyla kullanılır.
Meyve ve sebzelerde kendiliğinden oluşan bir asit olan sitrik asit en fazla limon ve limon türevleri (portakal, mandalina, greyfurt) olan narenciye ürünlerinde bolca bulunmaktadır. Yaban mersini hariç olmak üzere, meyveler doğal olarak oluşan sitrik asit içerir. Daha yüksek miktarlarda olanlar arasında, çilek, ahududu, kızılcık, kırmızı ve siyah kuş üzümü ve gojiberi yer alıyor. Kullanım alanları çok geniş olmakla beraber gıda katkı maddesi, gıda koruyucusu, kozmetik ürünler, temizlik ürünlerinde temizlik malzemesi olarak kullanımıyla öne çıkar. Sitrik asit beyaz kristal toz olarak satın alınabilir.

Gıda Katkı Maddesi(Koruyucu)

E330 olarak gıda ve içecek etiketlerinde rastladığımız ibare aslında sitrik asit koruyucusuna aittir. Yiyeceklerin bozulmasını önleyici etkiye sahip olan sitrik asit ayrıca içeceklere ekşi ve asitli bir tat verir. Birçok işlenmiş gıda ve alkolsüz içeceklerde sitrik asit kullanılır. Sitrik asit ayrıca alkolsüz içeceklere hoş bir narenciye kokusu verir.

Su Yumuşatma

Güçlü bir su yumuşatıcısı olarak, zayıf organik bir asit olan sitrik asit kullanılır. Sert suların yumuşatılmasında uygun bir yumuşatıcıdır.

Ev Temizleyici

Banyo ve mutfaklarda kullanılan temizlik ürünleri, jeller, deterjanlar ve spreyler gibi ürünlerler sert su lekelerinin giderilmesi ve bulaşıkları temizlemek için az miktarda da olsa sitrik asit içerir. Sitrik asitin limon kokusu latif olduğundan temizleyiciler ve deodorantlarda da sıkça kullanılır.

KİMYADEPOSU.COM

Halı yıkamacılar özellikle renkli halılarda az miktarda yaklaşık %10 düşük konsantrasyonlu sitrik asit uygularlarsa lekelerin giderilmesinde kullanılır. Bu yöntem temizlik şirketleri tarafından da ev ve iş yerlerindeki halıların temizliği amacıyla kullanılmaktadır.

EN UYGUN FİYATLARLA KİMYADEPOSU.COM DA

Kozmetik ürünlerde ki Ph seviyesinin ayarlanmasında Sitrik asit kullanılmaktadır. Şampuanlar ojeler, el sabunları, yücut yıkama ürünleri,yüz temizleme ürünleri ve buna benzer kozmetik ürünlerde az miktarda da olda sitrik asit bulunmaktadır.

Dünya genelinde üretiminin yarıdan fazlası Çin’de gerçekleşmektedir. Üretimi yapılan sitrik asidin 1/5 gıdada,1/2 si meşrubatlarda, 1/5 temizlik ürünlerinde, 1/10 kadar kısmı diğer sektörlerde kullanılır.

Yiyecek ve İçecek sektöründe sitrik asit kullanımı. Yiyecek ve içeceklerin bozulmalarını engeller. Gıdalarda dayanıklılık süresini artırır.

Tatlı ürünleri sektöründe sitrik asidin kullanımı uzun süre tatlıların bozulmasını engellemektir. Şekerlemelerdeki ekşimsi tad veren madde ve mayhoş tad veren madde verir.

Peynir ve diğer süt ürünleri sektöründe asitliği düzenlemek amaçlı kullanımı söz konusudur.

Pas sökücü olarak kullanılır. Zayıf asit olduğundan tıbbi cihazların temizliğinde ve kireç sökmede kullanımı vardır.

 

İlaçlar sektöründe de sitrik asidin geniş bir kullanımı söz konusudur.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

www.kimyadeposu.com

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

0532 5466184

SİTRİK ASİT EN UYGUN FİYATLARLA KİMYADEPOSU.COM DA

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Doğal Toprak Düzenleyici Mineral:ARİLAND

Verim Artırıcı, Zenginleştirici, Toprak Havalandırma Etkili 

Ariland %100 doğal olan kaolin, sepiyolit ve zeolit minerallerinden üretilmektedir.  Bu minerallerin en önemli özellikleri su tutma kapasitelerinin yüksek olması sayesinde %35-40’a varan oranlarda su tasarrufu sağlaması, toprağa nefes aldırması ve gübreden yararlanmayı arttırmasıdır.

Kaolin Kili ve Zeolit Klinoptilolit mineralleri Kil bakımından fakir toprakların tarıma elverişli hale getirilmesinde önemli bir rol oynar. Ülkemizde çiftçiler tarafından Kaolin kullanımı yaygınlaşmaya başlamıştır.

Toprak Kalitesini Artırmada Ariland’in Faydaları

  Yüksek su tutma kapasitesi sayesinde toprakta daha çok su tutar böylece daha etkili bir su yönetimi sağlar.

■  Topraktaki besin maddelerinin (sodyum, potasyum, magnezyum, kalsiyum ve amonyumun) tutulmasını, kontrollü olarak ve yavaş yavaş toprağa verilmesini sağlar. Böylece bitkiler için gerekli gübre içeriğine bitkilerin daha uzun süre boyunca erişebilmesini sağlar ve gübre verimini arttırır.

■  Yüksek amonyum seçiciliğinden dolayı gübrelemede çok kullanılır. Böylece amonyumun bitki tarafından daha etkin kullanılmasını ve gübrede tasaruf edilmesini sağlar.

■  Eriland doğal mineralleri fazla nemi emdiği için gübre depolamasında oluşan pişme ve sertleşmeyi de önler.

■  Fazla sulamadan ötürü oluşabilecek kök çürümelerini ve mantar hastalıklarını da önler.

■  Fazla gübre kullanımından kaynaklanan amonyum (NH4+) zehirlenmesini, kök yanıklarını önler.

■  Gübre olarak toprağa verilen amonyum (NH4+) suyla yıkanarak alınıp başka yerlere taşınması önler, amonyumun toprakta kalmasını sağlar. Böylece yer altı kaynak sularının kirlenmesinde de önleyici etki görür.

 

Ariland’in Toprak Üzerindeki Etkisi Nasıl Gerçekleşir?

Ariland toprak düzenleyici, eşsiz yapısı sayesinde, ilave edildiği toprağın katyon değişim kapasitesini arttırır özellikleri sergiler, tersinir hidrasyon ve dehidrasyon sağlar, besin elementlerini bağlar ve gerektiğinde bunları yavaşça serbest bırakarak bitkiye kullandır.

Ariland toprak düzenleyici aşırı gübreleme ile tuzlanmış veya zaten doğal yapısı tuzlu olan toprakların ıslahında rahatlıkla kullanıbilir. Asit seviyesi yüksek, ağır metal veya radyoaktif kirlenmeye maruz kalmış  toprakların yenilenmesinde ve detoksikasyonunda kullanılabilir.

Ariland Toprak Düzenleyicinin Faydaları

  • Topraktaki suyu bünyesinde tutarak daha verimli su kullanımı sağlar.
  • Sulama sıklığını düşürür ve su sarfiyatını azaltır. Böylece daha iyi bir sulama yönetimi sağlar.
  • Kök çürüklerini önler, bitki köklerini sağlamlaştırır.
  • Ağır topraklarda kaymak tabakasını önler, toprağın hava almasını sağlar.
  • Toprağın katyon değişim kapasitesini arttırır ve faydalı elementleri bünyesinde tutar.  Böylece toprağın değerli besini (Amonyum, Potasyum, Magnezyum, Kalsiyum ve diğer eser elementler) tutma kapasitesini arttırır.
  • Besin elementlerinin toprakta daha uzun süre kalmasını sağlayarak, bitkinin bu içeriklere daha uzun süre boyunca ulaşmasına imkan verir. Böylece bitki, ihtiyaç duyduğu besine daha uzun süre boyunca daha dengeli bir şekilde erişir ve gelişimi düzenlenir. Ürün verimini arttırır.
  • Katyon değişim kapasitesini arttırma özelliği sayesinde gübreyi yavaş salınımlı teknolojik gübre haline getirerek gübreden yararlanma süresini ve oranını arttırır. Böylece gübre kullanımında tasarruf sağlar.
  • Tuzlanma oranı yüksek toprakların yenilenmesini sağlar.
  • Toprağın pH’ını düzenler ve yapısının devamlı aktif halde kalmasını sağlar.
  • Ağır metal ve radyoaktif maddelerin bitkiye geçişini önler.
  • Asit seviyesi yüksek, ağır metal veya radyoaktif kirlenmeye maruz kalmış toprakları rehabilite eder.
  • Gübre içeriğinin yer altı kaynak sularına sızmasını önler.
  • Uzun vadede toprak kalitesini arttırır.

Ariland Önerilen Kullanım Şekli

Tarlada kullanımı: Tarla ve tohum yatağı hazırlanırken toprağa karıştırarak uygulanır. Dekar başına 100 ila 500 kg arasında değişen miktarlarda uygulanabilir.

Serada kullanımı: Dikim öncesinde sera toprağına karıştırarak kullanılır.  Sebzelerde dekar başına 100-250 kgsüs bitkilerinde 200-400 kg kullanılır.

Meyvelerde Kullanımı: Fidan dikiminde fidan başına 2-5 kg önerilen eriland, dikim için açılan çukur toprağına karıştırılarak kullanılır. Fide kullanımında ise fide harcına %25-30 oranında karıştırılabilir. Elma, armut, şeftali, zeytin ve fındık gibi meyve ağaçlarında, bitki gövdesinden yaprak izdüşümüne gelecek şekilde 10-20 cm derinlikteki toprağa karıştırılarak kullanılır. Kök başına 1-2 kg kullanılır.

Uygulanacak miktar; toprak yapısına, bitki çeşidine ve mevsime göre değişebilir. 

Önerilen Ebatlar

0 – 0,2 mm | 0,5 – 1 mm

Paket ve Ambalaj

25 kg PP poşet | 1 000 kg big bag | dökme

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

www.kimyadeposu.com

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

EN UYGUN FİYATLARLA KİMYADEPOSU.COM DA

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Yeni Nesil Hayvan Altlığı-ARİPAD

Yeni Nesil Hayvan Altlığı-ARİPAD

Nem, Amonyum, Ağır Metal ve Koku Bağlayıcı

Aripad, doğal mineraller olan kaolin ve zeolitten üretilmektedir. Aynı zamanda hayvan yem katkısı olarak kullanılabilen bu doğal mineraller sayesinde  hayvanlarınız yüksek refaha kavuşurken, kümes ve ahırlarınız çok daha güvenli, çevreye daha az koku ve gaz yayar hale gelmektedir.

AriPad Doğal Altlığın Faydaları

  • Yüksek amonyak tutucu özelliği ile ahır ve kümeslerdeki hoş olmayan ve istenmeyen kokuları giderir.
  • Zararlı gaz oluşumunu azaltarak çevreye yayılmasını ve etkilerini azaltır, hayvanların yaşam şartları ile birlikte bakım personelinin çalışma şartlarını da iyileştirir, temizlik ve taşıma için gerekli işgücünü azaltır.
  • Kümes hayvanları tarafından altlık içerisinden eşelenerek yenmesi durumunda yem katkı malzemesi etkisi görerek hayvanların büyümelerine, yemden faydalanmalarına ve güçlenmelerine katkı sağlar.
  • Doğal içeriği sayesindeki kümeslerdeki bit ve haşerelere son verir. Hayvanların yaşam koşullarını ve refahını arttırmanın en ulaşılabilir yollarındandır. Dünyada bu amaçla takip edilen trendin yerli karşılığıdır.

Çiftlik Hayvanlarının Ortamlarını İyileştirmenin ve Refahını Arttırmanın Kolay Yolu:ARİPAD

Aripad, kümes ve ahırlarda kullanabileceğiniz yüksek emiciliğe sahip doğal minerallerden oluşan bir hayvan altlığıdır. Talaş ve çeltiğe nazaran koku tutucu ve ekstra emici özelliği ile öne çıkar. Doğal minerallerin yapısı sayesinde hayvan dışkısındaki zararlı mikroorganizmaları ve toksinleri tutar. Emici özelliği ile bakteri ve küfün üremesi için gereken ıslak ve nemli ortamı yok eder, hayvanlarınızı çok daha hijyenik bir altlığa kavuşturur.

İçeriğindeki yüksek amonyak tutucu özellikli zeolit klinoptilolit sayesinde amonyak dönüşümünü azaltır, kümes içi solunum şartlarını iyileştirir. Amonyak kaynaklı tahriş nedeniyle oluşabilecek göz ve solunum rahatsızlıklarını en aza indirir. Kaolin ve zeolitin yüksek emici özelliği sayesinde altlığın hızlı bir şekilde kurumasını sağlar. Böylece sürekli ıslak ve asit zeviyesi yüksek zeminde bulunmaktan kaynaklanan ishal, göğüs yanığı gibi rahatsızlıkları önleyici etki görür.

Aripad, %100 doğal minerallerden oluşması sayesinde ekolojik tarım faaliyetlerinde kullanılabilecek kuru, kokusuz ve stabilitesi yüksek gübre elde etmenizi sağlar.

Aripad Hayvan Altlığının Önerilen Kullanım Şekli

Kümes Hayvanlarında: Talaş veya çeltiğin altına m2’ye 1,5-2 kg serilir.

Süt İneklerinde: Hayvan yatak bölgesinde her bir inek için m2′ ye 0.5-2 kg serilir. Haftalık tekrar edilir.

Atlarda: Tek başına serilmesi durumunda m2’ye 12,5 kg, talaş, çeltik veya saman ile kullanılması durumunda m2’ye 2,5-5 kg serilir.

Etlik piliç üretiminde: Metrekareye 1,5-2 kg olacak şekilde Aripad serilir ve zemine yayılır. Ardından 2-2,5 cm yüksekliğinde talaş veya çeltik serilir. Altlık olarak sadece Aripad kullanılması durumunda metrekareye 4-5 kg serilir. Nipel altlarına ve hayvanlar tarafından eşelenerek yenmesi durumunda seyrelen bölgelere altlık takviyesi yapılabilir.

Önerilen Ebatlar

0 – 0,2 mm | 0,2 – 1 mm | 0,5 – 1 mm | 1 – 3,0 mm

Paket ve Ambalaj

25 kg PP poşet | 1 000 kg big bag | dökme

DMRSÜREN Kimya Ltd.Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Mikotoksin Bağlayıcı, Amonyum Giderici, Ağır Metal Giderici, Topaklaşmayı Önleyici:ARİFEED

Mikotoksin Bağlayıcı, Amonyum Giderici, Ağır Metal Giderici, Topaklaşmayı Önleyici 

Arifeed %100 doğal olan kaolin, sepiyolit ve zeolit minerallerinden üretilmektedir.  Hayvanların beslenmesinde etkinlik sağlar, yem enerjisinin verimli kullanımını sağlar ve gastrointestinal sistemdeki amonyak konsantrasyonunu azaltır.

Kaolin (E-559), Sepiyolit (E-562), Zeolit Klinoptilolit (E-567) mineralleri kekleşme önleyici ve toksin bağlayıcı özellikli teknolojik yem katkı malzemesi olarak kayıtlanmış doğal minerallerdir.

Tarım Bakanlığı ve Avrupa Birliği tarafından, yem katkı malzemesi için öne sürülen yasal gereksinimleri karşılar ve organik üretim ile ilgili mevzuata uygundur.

Arifeed Özellikleri

Hayvanların beslenmesindeki etkinliği

  • Yemden yararlanma oranını artırır. Hayvanların büyümelerine, yemden faydalanmalarına ve güçlenmelerine katkı sağlar.
  • Hayvan sindirim sistemindeki amonyak konsantrasyonunu önemli ölçüde azaltır. Ayrıca besin içeriğinde bulunan ve sindirimde açığa çıkan ağır metal iyonlarını bağlar.
  • Amonyak tutma ve yüksek emici özelliği sayesinde dışkı kokusunu ve ıslaklığını azaltır. Böylece kümes ve ahır gibi hayvan barınaklarındaki kokuyu azaltarak, çevreyi ve hayvan refahını olumlu yönde etkiler.

Hayvan yemi üretimindeki etklinliği

  • Koruyucu etkisi sayesinde depolama ve taşıma süreçlerinde yemde istenmeyen mikrobiyolojik olayların gelişimini önler, nemi absorbe ederek yemin kuru kalmasını sağlar. Nemi absorbe etme kapasitesinden dolayı mantar ve küf gelişimini önler.
  • Kekleşme önleyici etkisi ile yem unsurlarının ayrılmasını önler ve yemde homojen bir dağılım sağlar. Bu sayede yem üretim süreci boyunca topaksızlık ve akışkanlık sağlar.
  • Kimyasal olarak inert özellikli ve yüksek kimyasal stabiliteye sahiptir. Karma yemlere ilave edilen vitamin, mineral ve antibiyotikler gibi diğer katkı maddeleri için ideal bir taşıyıcıdır.

Önerilen Kullanım Şekli

Arifeed, yem karışımlarına belirtilen oranlarda doğrudan ilave edilerek kullanılabilir. Bu oranlar (kümes hayvanlarında 1 kg yeme 7 gr / büyükbaş hayvanlarda hayvan başına günlük 150 gr) şeklinde tavsiye edilir. Hayvan yem katkı maddesi Arifeed, yem formülasyonunu tamamlamak amacıyla %0.5 ile %1’lik oranlarla yem formülasyonuna ilave edilebilir.

Önerilen Ebatlar

Micro 200 | 0 – 0,2 mm | 0 – 1 mm | 0,2 – 1 mm | 0,5 – 1 mm

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

www.kimyadeposu.com

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Magnezyum Sülfat nedir? Ne işe yarar?

Magnezyum sülfat, halk arasında İngiliz tuzu olarak bilinen magnezyum sülfatın tuz ile aslında hiçbir alakası yoktur. Beyaz şeffaf bir toz halinde olup suya konulduğunda eriyici özelliktedir. Mayhoş ve acı bir tada sahiptir. Yapı olarak mutfaklarda kullanılan tuza oldukça benzemektedir. Toplumun %75’i önerilen miktarlarda magnezyum alımı sağlayamaz. Bu gibi durumlarda magnezyumun kaliteli bir yaşam için dışarıdan takviye olarak alınması gerekir.

Magnezyum sülfat, hazımsızlığa karşı iyi gelir. Ayrıca mikrop kırıcı antibakteriyel etkisi vardır. Cilt bakımı için kullanılabilir. Cildi sıkılaştırıcı ve nemlendirici özelliğinin yanı sıra doğal bir peeling için kullanılabilir. Safra salgısını düzenleyici etkisi vardır. Safra salgısı nedeni ile oluşabilecek karaciğer hastalıklarına karşı alternatif tedavi olarak kullanılabilir. 1 litre suyun içine yarım tatlı kaşığı magnezyum sülfat eklenerek içildiğinde karaciğer rahatsızlıklarına karşı faydalı olur. Kullanılan ölçü arttırıldığında ishale yol açabilir. Müshil etkisinden yararlanmak için eklenen suda tamamen erimesi sağlanmalıdır. Çocuklar için kabızlık sorunlarında kullanılabilir. Tadı çocuklara acı gelebileceğinde meyve suları ile karıştırılarak verilmesi gerekir ve çocuklarda kullanılacaksa kullanılan ölçünün 10 gramı aşmaması gerekir.

Kullanım Alanları

  • Kronik yorgunluk ve kas zayıflığına iyi gelir.
  • Kas krampları için faydalıdır.
  • Metabolik sendrom için önemli bir mineraldir.
  • Dismenoreye iyi gelir.
  • Erken doğum olasılığını engellemek için enjeksiyon yolu ile 5-7 günden fazla kullanılmamalıdır. Aksi halde uzun süre kullanımı anne karnındaki bebekte kalsiyum eksikliğine ve dolayısı ile kemik değişikliklerine neden olabilir.
  • Gebelikte takviye olarak alınabilir.
  • Gebelik kramplarını engeller.
  • Preeklampsi ataklarının önlenmesi için kullanılır.
  • Osteoporozda kullanılabilir.
  • Süt verenler kullanabilir.
  • Menstrüel migrene iyi gelir.
  • Premenstrüel sendroma karşı etkilidir.
  • Kimyadeposu
  • DMRSÜREN Kimya San.Ltd.Şti
by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Lime Sülfür-Kalsiyum Polisülfit ne zaman uygulanır?

lime sulfur, kalsiyum polisülfit, sülfür ve kalsiyum hidroksitin karşımından elde
edilen çözeltidir. 10.7 gibi yüksek bir ph derecesine sahiptir. damlamadan
verilerek güzel bir toprak düzenleyici olarak kullanılabilir. hastalık ve zararlı ile
mücadele aracıdır. kokusu zararlıların kaçmasına neden olur
kış aylarında – özellikle aralık ayında, soğuk bölgelerde, kullanılması gereken bir
koruyucudur


Hangi zararlı ve hastalıklara karşı etkili bu karışım?

İnteksisit tir; yani böçek vb.öldürücü,

Akarisit tir; yani Örümcek vb. öldürürcü,

Fungisit tir; yani fundal_ mantar öldürücüdür” demiş…

Peki bu ilacı kullananlar nasıl sonuçlar elde etmişlerdi.

Zeytinde pamuklu bit,
Domateste külleme,
Asmada külleme,
Domates ve ayvada bakteriyel yanıklık,
Domateste yaprak küfü ve kurşuni küf,
Tüm kabuklu bitler,
Tüm pamuk zararlıları,
Domateste bakteriyel yanıklık,
Bağda mildiyo( pronoz),
Elmada kara leke,
Bağ uyuzu,
Asmada ölü kol hastalığı,

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Spekularit-Mikamsı Demir Oksit

Siyah demir oksit ve mikamsı demir oksit isimleri ilede bilinir.

Oluşumu: Mikamsı demir oksitlerin bir kısmının 280 milyon yıl önce karbon dönemi sırasında demir oksit cevherinin toprak fayları tarafından oluşturulan büyük bir ezilme etkisi altında kalmasıyla meydana geldiği kabul edilmektedir.

Yapısı: Mikamsı demir oksit, plaka yapılı hematit olarak da bilinen doğal bir madendir. Plakalı ve kristal yapısı mikaya benzediğinden bu adı almıştır. Mika gibi grimsi bir görünüm ve parlak bir yüzeye sahiptir. Oysa bu pigmentin mika minerali ile hiçbir ilgisi yoktur. Kimyasal yapı olarak hematitle aynıdır fakat plakalı yapısıyla ondan ayrılır. Üst üste binmiş plaka yapısı sayesinde yüzeyleri bir zırh gibi kaplar ve ultraviole ışınlarını yansıtır. Zeminden su buharı çıkışını engellemez. Kimyasal olarak dayanıklıdır. Mikamsı demir oksit pigmenti, Mikamsı hematit, Doğal plakalı hematit, Speküler demir oksit gibi farklı adlarda da anılır.

Alkalilerden ve hidroklorik asit dışındaki seyreltik kaynar asitlerden etkilenmez. Mikamsı demir oksit pigmenti mükemmel ısı ve iyi elektrik dayanımı gösterir. Zehirli değildir. Kusma ve kanama yapmaz. Solmaz ve tebeşirlenme özelliği göstermez.

Optik bir mikroskop altında incelendiğinde, ince plakalı mikamsı demir oksit parçacıkları yarı şeffaf kırmızı gri tonda net tabakalar olarak görünür. Mikamsı demir oksit kalın parçacık yapıda bir pigmenttir. Bu pigmentin ticari piyasalardaki analizlerine bakıldığında % 85-90 oranında Fe2O3 ve geri kalanında da alüminyum, kalsiyum, magnezyum ve silikon oksitleri bulunduğu gözlenir.

Uygulama Alanları: Özellikle yapı çeliklerini korozyondan korumak için üretilen boyalarda kullanılan en önemli bariyer pigmentidir. Birçok yapı çeliğini korozyondan ve dış ortam etkilerinden korumada 100 yıllık bir rekora sahiptir.

Bu pigmentin kullanımının klasik bir örneği olarak Eyfel Kulesi gösterilebilir. Bu çelik yapı 1889 da ki yapımından bu yana her 10-15 yılda bir mikamsı demir oksit içerikli boya ile korunmaktadır. Bu pigmentin kullanılmasıyla, çelik köprülerin, elektrik iletim direklerinin, yakıt tanklarının, sondaj kuyularının, çelik hangarların ve benzeri yüzeylerin üstün bir biçimde korunduğu da teknik literatürlerde açıklanmaktadır.

UV radyasyonunu emme kapasitesi nedeniyle bağlayıcı olarak kullanılan polimerleri korur. Oksijen ve nem geçişini önler. Bu özelliğiyle, yapı çeliklerinin korunmasında ağır işlem boyası olarak uygulanmasını sağlar.

Alkid, epoksi, vinil, akrilik, poliüretan ve klorlu kauçuk gibi polimerlerle üretilen koruyucu astar ve sonkat boyalarda başarılı bir biçimde kullanılmaktadır. Balıkların üzerindeki pullar gibi üst üste örtüşen plaka tipli (mikamsı) parçacıkların yatay katmanları gibi olan bu pigment, boyalara ayrı bir dayanım verir.

Bu gri pigment plakaları güneş radyasyonunu (metalik pul pigmente benzer biçimde) büyük ölçüde yansıtacak ve bu oksit pigmentini içeren boya filmi yansıtma yeteneğini uzun yıllar (bağlayıcıyı zararlı güneş ışığından koruyarak) sürdürecektir. Bunun yanında mikamsı demir oksit pigmentinin plaka ya da yapraksı yapısı nem penetrasyonu için fiziksel bir engel oluşturarak korozyon riskini azaltacaktır.

Bu pigmentin içerisine gerek performansını ve gerekse estetik görünümünü (renk tonunu koyu griden simli bir renge dönüştürerek) arttırmak için az miktarda leafing alüminyum pasta konabilir. Mikamsı demir oksit pigment içeren metal koruyucu astar katlar, her zaman çinko kromat gibi uygun bir pas önleyici pigment de içerir. Son katlar genellikle % 30-40 oranında mikamsı demir oksit pigment içerecek biçimde formüle edilir.

Mikamsı demir oksit pigmentler, toksik maddeler içermediğinden gıda işleme tesisleri, şeker fabrikaları, süt tesisleri, bira ve meşrubat üretim yerleri gibi yerlerde uygulanan zehirsiz son kat boyalar için de son derece uygundur.

Bariyer Etkisi: Mikamsı demir oksitli bir boyanın dikine kesiti incelendiğinde (aşağıdaki çizimde görüleceği gibi), paralel pigment plakalarının dıştan gelebilecek nem ve kirletici maddelerin hızlı yayılımını nasıl engellediği görülmektedir. Oysa alışılagelmiş bir boyanın dikine kesiti incelendiğinde, nem ve kirletici maddelerin nasıl kısa penetrasyon yolları bulduğu görülebilir.